11 Ağustos 2012 Cumartesi

Her Temas İz Bırakır (Behzat Ç.)/Emrah Serbes


Her Temas İz Bırakır, 1981 Yalova doğumlu olan genç ve acemi yazar Emrah Serbes'in kaleminden çıkan ilk roman. Ancak yazarı tanımayıp da bu kitabı okuyanlar Emrah Serbes'in kelimelerle kırk yıllık yazarlara taş çıkartırcasına oynamasını görünce acemi olduğunu fark etmeyecektir.Kitap öyle akıcı, öyle sürükleyici ki bir işiniz çıkmazsa elinize alınca eseri iki günde bitireceksiniz. Kitabın konusu, 216 sigarası dudağının kenarından eksik olmayan,bir dönemler Cebeci İdman Ocağı'nda duran top ustası bir stoper olan Cinayet Büro amiri Behzat Ç. ve emektar ekibi Teras Bar'ın terasından atlayıp ya da atılıp ölü bulunan genç kızın basit bir depresyon sonucu mu intihar ettiğini yoksa sempatizanı olduğu komünist örgüte ihanet ettiği için mi yoksa MİT tarafından bu örgüt sempatizanı olduğu için mi öldürüldüğünü bulmaya çalışması. Kitabın her satırına Başkomiser Behzat Ç.'nin 216'sının başkent Ankara sokaklarının kokusu sinmiş ayrıca yazar Emrah Serbes, satır aralarına serpiştirdiği göndermeler ve edebi yeteneğini kanıtlayan betimlemeleriyle kitabı iyiden iyiye renklendirirken karakterleri dertleri, aşkları, aile ilişkileriyle o kadar iyi anlatmış ki detaylarla süslü bu kitabı daha önce cinayet büronun bu elemanlarını daha önce tanıyormuş gibi okuyacaksınız.

7 Ağustos 2012 Salı

Sultanı Öldürmek/Ahmet Ümit


Sultanı Öldürmek, ülkemizin değerli cinayet yazarlarından Ahmet Ümit'in ülkemizde Muhteşem Yüzyıl dizisi ile başlayan ve Fetih 1453 filmiyle güç kazanan Osmanlı modasına uymasıyla ortaya çıkan şahane kurgulanmış bir polisiye romanı olmuş. Kitap dile kolay tam yirmi bir yıldır aynı kadını bekleyen kökleri Osmanlı sarayına dayanan Serhazin sülalesinin son erkek temsilcisi Müştak Serhazin'in Osmanlı tarihine,mesleğine adayan hırs küpü bir kadınla yaşadığı aşk ve hazin ayrılıkları üzerine şekilleniyor. Tabi ki Ahmet Ümit yalnızca bunlarla sınırlı kalmayarak yapıtın ön kapağından da anlaşılacağı gibi Ulu Hakan Fatih Sultan Mehmet'in şaibeli ölümünü ve Müştak'ın deli divane aşık olduğu Nüzhet'in kurban gittiği cinayetin soruşturmasını işlemeyi ihmal etmiyor, zaten kitabın yarısından fazlası yazarın bir önceki eseri olan İstanbul Hatırası'nda da çalkantılı aşk ve iş hayatıyla karşımıza çıkan deneyimli polis Başkomiser Nevzat ile ekibinin bir kıskançlık krizinden mi yoksa mesleki bir hırstan dolayı mı işlendiği bilinmeyen bu cinayeti aydınlatamaya çabasıyla geçiyor. Ayrıca okurlar Fetih Gezisi gibi ufak ama detaylı bölümlerde okuyucu İstanbul'un fethi ile ilgili bilgileri ilköğretim, lise tarih kitaplarından daha eğlenceli bir şekilde öğrenecek, yazara teşekkür edecektir. Fakat bir uyarım olacak ayrıntı  ile çeşni verilmiş kalın kitapları okumayı sevmeyenler bu eseri eline bile almasın üç dört gün içerisinde yaşananların 517 sayfayla anlatılması umarım kitabın ne kadar teferruatlı olduğu konusunda biraz da olsa ipucu olmuştur. Uzun lafın kısası Sultanı Öldürmek diğer kitaplarında genellikle cinayet romanlarının kraliçesi Agatha Christie'den etkilenen Ahmet Ümit'in bu kitabında Dostoyovski'den etkilenip gizemli bir cinayet soruşturmasına İstanbul'umuzun fethini de ekleyerek okuyucuyu doyurduğu bir yapıt olmuş.